Gün içinde, Siyasi Parti İl Başkanlarına, Cuma günü yaşananları sorduk. Diyeceksiniz ki, Varol Demirköse’ye sormamışsınız. Onu da aradım ama, Telefonu kapalıydı. Velhasıl, Zeki Tosun, Murat Pulat, Ve, Yavuz Erkmen ile konuştuk. Aslında bakarsanız, Üçü de, Hatalı karar olduğu noktasında konuştu. Tosun, “Ders oldu” dedi. Pulat, “Corona’ya hoş geldin partisi yapıldı” dedi. Erkmen, “Sağlıkçıların emekleri boşa gitti” dedi. Şimdi, Önceden haber verilmeliydi muhabbeti dolaşıyor. Mesela, Çarşamba günü, 15 günlük sokağa çıkma yasağı gelecek desinler. Sizce, Yine aynı görüntüler olmayacak mı? Stokçuluk, Karaborsa, Ve, Yağmalama olmaz mı? Bana sorarsanız olur. Bu noktada, En garip örnek olsun diye veriyorum, ‘İki bira’ isteyenin bile talebi karşılanacak güveni verilmeli. Vatandaş o güveni alırsa, Belki yığılmalar olmaz. Aksi halde, Ne yaparsanız yapın, Bu görüntülerin önüne geçilemez. *             *             *             *             *             *             * ZONGULDAK BASINI! Cuma günü, Ani gelen karantina kararı, Geç kalınmış bir karar olsa da, Yerinde bir karardır. Daha uzun olabilir mi? Evet. Daha önce alınabilir miydi? Evet. Bu şekilde uzar gider. Ancak, Bu sokağa çıkma yasağının alt zemininde, Yani, Kamuoyu oluşmasında, Zonguldak basını tarihi görev yaptı. Maden, Santral, Yüksek yaş, Emekli, Bir tek Zonguldak’ta mı var? Mesela, Soma’da neden bu karar alınmadı? Orada maden ocağı var. Maden emeklisi yok mudur? Ama, Soma’nın veya Manisa’nın, Zonguldak gibi bir basını yok. Oluşturulan kamu oyu, Geç de olsa, Kararın alınmasını sağladı. *             *             *             *             *             * CAHİLİYE POLİKLİNİĞİ! Sosyal medyada gördüm bu yazıyı. Çok yerinde aslında. Dahiliye, Hariciye, Cahiliye… Zonguldak’a bundan kesin açılmalı. Keza, Cuma akşamı, Olanları gördük. Diyeceksiniz ki, Vatandaş ne yapsın kardeşim? Aç mı kalsın? Sevgili dostlar, Ben kararın ardından, Fotoğraf çekmek için dışarı çıktım. Vatandaş fırın, market ve tekel önünde sıra olmuş. Olmuş da maske bile takmamış. Sosyal mesafeyi hiç takmamış. Bu işte cahiliye! Vaziyet o duruma gelmesi ise, İçişleri Bakanının mahareti. Kendisi bugün, Eleştirileri kabul etti. Keza, Milleti önce tanımak lazım. Bu şekil olağanüstü durumların ardından, Türk milleti hep fırınlara yığılmıştır. Bu vaziyeti, 15 Temmuz’da da görmüştük. O zaman sıra olanlara hain demişlerdi. Sokağa çıkma yasağından sonra, Fırınlarda sıra olanlar ne diyeceği? Bu milletin iç görüsü bu. Bizler ekmeğe çok fazla anlam yüklüyoruz. Mesela, Kore’de Türk askeri, Kavurma çikolatasına kadar iştikak yerken, Moralinin düşük olduğu gözlenmiş. Meğer bizim askere, Somun ekmeği verilmemiş. Ekmeği alınca, Daha gayretli savaşmışlar. Ancak, Ekmeği düşünen millet, Suyu hiç düşünmedi. Mesela araştırıyorum sürekli. Bu hastalık, Şebeke suyundan bulaşır mı? Birkaç yazı okudum. Kesin kanıt yok diyorlar. Bu noktada, Biraz daha araştırmak gerekiyor sanırım. *             *             *             *             *             * BEN DE Mİ KORONA OLDUM? Sevgili dostlar. Aklıma bir şüphe var ki, Düşünmeden edemiyorum. Aralık 22’de askerden döndüm. 21 günlük askerlik yaptım. Dostlar, Askerde bir grip salgını vardı, Abartmıyorum, Herkes mi hasta olur? Öksürmekten, Terlemekten, Ateşten öldük öldük dirildik. Ben dayandım, Son iki gün hasta oldum ama atlattım. Fakat, Sol ranzam, Sağ ranzam, Karşıda ki 20 ranzanın en az 10 tanesi, Hep hastaydı. Bir arkadaşı, Ağırlaşınca, Yatak döşek hastaneye kaldırdık. Ciğerleri su toplamış artık. Telefonu olan arkadaşlar, O sıra, Korona Morona bir şeyler de diyorlardı. Deme o ki, Acaba bu hastalığı biz daha önce mi yaşadık? Birkaç doktor okudum, Benzer şeyler söylüyorlar. Yani böyle bir durumu, Askerde yakınen gördüm ve yaşadım. Normal grip desen, Çok ağırdı. Korona desen, Oksijen maskesine ihtiyaç yoktu. Vallahi ben anlamadı.