Hayatta, Gördüklerinizin aksine, Asıl gerçekler, Buz dağları gibi, Suyun altında oluyor. Bu örneklemi, İktisadi ve idari hayata uygularsak, Aslında kulislerde yaşıyoruz. Perde arkasında bilinenler, Öğrenilenler, Deneyimlenenler, Aslında çok başka. Özellikle Zonguldak’ta, Bir olgunun, Veya sonucun, Bir çok paydaşı oluyor. Zonguldak siyasetinin, Başrolleri, Aktörleri, Hak veririsiniz ki muhtarlardır. Bunu en iyi bilenlerin başında, Eski belediye başkanı Muharrem Akdemir gelirdi. Bizim Zonguldak’ın muhtarları biraz tehlikeli. Son günlerde, En çok konuşulan olayların başında, Bir muhtar ile, Bir seçilmişin telefon konuşması geliyor. Baya fena bir konuşma. Kime hak versek şaşırdık aslında. Siyasetçiye mi? Muhtara mı? Muhtar ters adam. Seçilmiş de ters adam. Kim kimin ayağını kaydıracak? Hayırlısı olsun… *             *             *             *             *             *             ZONGULDAK’A KİMLER İHANET ETTİ! Özellikle, Son bir senedir, Ülke genelinde yaşanan betonlaşma üzerine şikayetler arttı. Hatta, Sert eleştiriler gelmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un kıymetinin bilinmediğini belirterek, “Biz bu şehre ihanet ettik, bundan ben de sorumluyum” dedi. Zonguldak’a yapılan ihanetlerden kimler sorumlu? Mesela, En yaşlı ağaç diye övündüğümüz, Alaplı’nın ev sahipliği yaptığı bölgede, 10 Bin ağaç kesildi. Kaz Dağları için cırlayanlar, Gözünün önündeki katliamı göremedi. Neden? Zonguldak’ta bolca ağaç var diye mi? Yoksa bizim ‘ensesine vur ekmeğini al’ tavrımızdan mı? Bu dayatmalar bundan mı oluyor? Diğer taraftan, Alkoliklerin elinde diye aldığımız, Manolya Park, Denize sıfır şekilde, Betonlaştırıldı. Deniz kotu, Betondan başlıyor. Harika değil mi? Canı sıkılan, Bassın betonu toprağın üzerine. Çay ocağı da açılsın. Zaten memleket emekli ve işsiz dolu, Çaydan köşe dönülür. Betondan hayır gelir. Biz de ‘Böb bön’ bakarız…