YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla beraber ben de elime kalemi aldım. Zira barışın anlamını ve kıymetini addettiğimiz günlere yenisi ekleniyor.  Günlerdir televizyonda ve sosyal medyada gözyaşlarının, vahşetin fotoğraflarını görmek, insanların hiç uğruna öldürülmesini seyretmek ne acı ne kederli bir durum… “Ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe savaş bir cinayettir” diyen Mustafa Kemal Atatürk de bu tabloyu seyretseydi eminim bizim duyduğumuz acının aynısını yüreğinde hissederdi. Binlerce insanın bir hiç uğruna yok olması, yaralı yüzler, korku dolu bakışlar, evlatlarını terk eden babalar ve daha nicesi… İnsan tüm bunları görünce şunu sormadan edemiyor: Değer mi? Tüm bunları yaşamaya ve yaşatmaya değer mi? Bu cinayeti; hangi ideoloji hangi amaç haklı çıkarabilir? Hiçbir şey… İnsanların birbirini öldürmediği, birbirlerine acı çektirmediği bir dünya mümkün aslında. Ama çıkarlar, o kahrolası çıkarlar yok mu? İzin vermiyor ne sevgiye ne de barışa. Bir hortum gibi geçtiği bütün yerlerdeki değerleri, barışı ve insanları içine çekiyor, yok ediyor. Arkasında bıraktığı koca enkazı düzeltmeye de kimsenin gücü yetmiyor. Geriye kalan sadece barış naraları, pişmanlık ve acı…Ya da tarihe konu olacak kanlı bir olay daha… Belki tüm bunları engelleyecek gücümüz olmayabilir. Ama Hz. Ali: “Bir zulmü engelleyemiyorsanız en azından onu herkese duyurun”, demiştir. Ben de buradan duyuruyorum. Kaç kişiye sesim ulaşır bilemem. Ama sesimi duyan kim varsa herkesi barışa davet ediyorum. Bu zulme sessiz kalmayalım arkadaşlarım. Biz her daim barış taraftarı olan atalarımızın evlatlarıyız. Şimdi elimizi taşın altına koyma vaktidir. Elimizden geleni ortaya koyma vaktidir. Zira insanların öldüğü hiçbir dava haklı değildir. Olmayacak da!