DEPREM BÖLGESİNİ ETKİSİ ALTINA ALAN TOZLAR
Birkaç haftadır Adıyaman’dayım. Şehirdeki birçok soruna yakından şahit olma fırsatım oldu. Hepsine daha sonra değineceğim ama şu anda gündemde olan ve depremzede insanlarımızın en çok şikâyetçi oldukları bir konudan haberdar edeyim:
Şehri kahverengiye boyamış tozlar…
Geçen dört-beş aydan sonra artık yavaş yavaş hasarlı binaların yıkımına başlandı. Yavaş yavaş yapılıyor. Çünkü şehir 6 Şubatta yaşanan iki büyük depremden sonra yerle bir olmuş durumda. Orta hasarlı ve ağır hasarlı binalar neredeyse şehrin yüzde doksanına tekabül ediyor. Bu yüzden şehirde ufak bir tura çıksanız dahi her yerde kepçeler ve üstlerinden yükselen büyük bir toz bulutunu görmeniz oldukça olası bir durum.
Tozlar öylesine çok ve öylesine kirli bir halde ki insanların ciğerlerinin tıkanmasına, gözlerinin yanmasına sebep oluyor. Üstelik yetişkinler, bağışıklıklarının daha kuvvetli olmasından muhtemel bebekler ve çocuklar kadar etkilenmiyor. Bebekler, hayatı henüz yeni yeni deneyimleyenler, ciğerlerinin hastalanması tehlikesi ile karşı karşıya kalıyorlar. Çocukların da durumu bebeklerden farklı değil elbette. Enkazların görüntüsü ayrı bir psikolojik travma sebebi iken bir de bu tozları ve yaşanılan felaketi çekiyorlar içlerine. Yani her felaketin ardında olduğu gibi yine bebekler ve çocuklar mağdur oluyor.
Buraya kadar gelip yetişkinlerin sıkıntılarından bahsetmemek olmaz. Bildiğiniz üzere Adıyaman; Güneydoğu Bölgesinde bir şehir olup yazları oldukça sıcak ve kurak yaşamaktadırlar.
Ekonomik durumu müsait olanlar, klima ile yazı atlatabilirken; şanssız kesim ancak kapı, pencere açarak biraz olsun serinleyebiliyorlar. Ancak az önce bahsettiğim üzere bu yoğun toz bulutlarından ötürü artık insanlar kapı, pencere de açamıyor. Hele ki konteynerlarda yaşayan insanlar için durum daha zor. Zira konteynerlar güneşte çok fazla ısınıyor ve içinde yaşayan insanlara maalesef nefes bile aldırmıyor. Üstelik şehir sakinlerinin yarısından fazlasının hala çadırda ve konteynerlarda kaldığını düşünürsek sorunun vehametini de daha rahat anlayabiliriz diye düşünüyorum.
Umarım, en kısa zamanda enkazların yıkım ve döküm işlemleri bir an önce biter de yeterince sıkıntı yaşamış bu insanlarımız, rahat bir nefes alabilir. Yetkili mercilerimize naçizane çağrımdır. Lütfen, kulak verin!
Kalın sağlıcakla…