AKORDU BOZULMUŞ KEMAN
Dünyadaki en tehlikeli şeylerden birisi de içi boşaltılmış kelimeler...
Seni seviyorum.
Boşver.
Çok üzüldüm.
Benim için değerlisin.
Seni anlıyorum vs.
Hepimizin onlarca hatta yüzlerce kez duyduğu şeyler. Peki kaçında gerçekten söylenen cümleyi ve söyleyen kişiyi hissedebildiniz ? Yüreğinizde, aklınızda kaçıncısı bir fark yaratabildi?
Hangisi ruhunuzda bir esinti bıraktı?
Sanırım bir elin parmaklarını geçmez.
Öyle gereksiz kişiliklerde ve gereksiz yerlerde kullanır olduk ki artık bir merhabadan farksız oldu sözlerimiz. Kimi zamansa söyleyecek bir şeyimiz olmadığı için kullandık.
Ve bu güzel sözler anlamını yitirdi.
Akortu bozulmuş bir kemandan çıkan sesler gibi ritmini, ahengini, ruhunu kaybetti.
Bizse yine söylemeye ve inanmaya veya inanmış gibi yapmaya devam ettik.
Bu böyle devam ettikçe sözlere olan inancımızı kaybettik. İnsanların sözlerini hissedemiyoruz artık ve yahut güvenemiyoruz. Hep o keman, akortu bozulmuş o kemanın, sesini duyuyoruz. Hafızamıza kazınmış gibi duyduğumuz ve hep tekrar eden o ses.
Sözlerin ve kalbin içini boşaltan o katil ses.
Yavaş yavaş soğuyan ruhumuz...
İnsanlardan uzaklaşan kalbimiz, bizi ruhsuzluğa ve inançsızlığa iten o içi boş kelimeler...
Belki de artık susmalıyız.
Ta ki biri ruhumuzun sesini duyana kadar,
ta ki birinin o sözleri hak ettiğini ve sözlerin kelimeye dökmeye layık olduğunu hissedene kadar...