ÇENTİK VADİ VE DENİZ DENİZ İÇİNDE
Bir yerde soğur
Ellerin
Ekmeğimiz
Güneşimiz
Yalnız oluşumuz gibi
Bilirim ben
Bir yerde
Bir
Bilirim beni
Su oluşun
Gül
Oluşun
Kuş
Oluşun
Kıpırdayıp içime
Buğday serperdin.
Oysa bir akşamüstü güzel bir ölümün döşeğinde bir çift ağlayan kızıl gözle tepeler ve soğuk esen rüzgarla kanlı bir lokmadır hayat bana. Geriye büyük sessizlik kalacak. Sarmalanmış cansız gönüllerin eriştiği suçsuz bedenim eriyip giden dünyadaki gök veyahut gökteki dünya büyürken umutsuzluğu tanıdım, kıstırdım kendimi buraya sabırsızca belki de sizlerin her birinizin yaşamdan ve insanlardan şikâyetiniz gibi ne haklı ne haksız. Boynum asılıydı o kollara ateşi ve kuraklığı yanar da yanar. Ateş de çırpınır. Gök mavi, çentik deniz mavi. Elleri gökyüzü, çentik vadi ve deniz deniz içinde. Bir nimete can atıp durduğu kadar. Yaz sıcağı gibi yalnızlık ve istemsizce terlemeler gövdeme gelmiş, konmuş içimden akıyor. Avuçlarım içinde erir, gözlerim yarı kör ve mecalsiz. Ya şu kokulu hoş menekşeler ateşlerde kaynayıp vücuda gelen madem sen insansın insanlığınla meşgul ol. Ben iç çekerimde gölgelik oluşturur, kalbimin ucundaki uçurum.