Aykut Karademir
Köşe Yazarı
Aykut Karademir
 

Dünyanın bir gününde...

DÜNYANIN BİR GÜNÜN İnsanlar gelir geçer sen gel, geçme… çoğu kez yalnızlığı bilerek dalından düşen yaprak yeniden yeniden ölerek suskunu olduğumuz topladığımız doyasıya pişmanlıklar şimdi sende. Güçlükle soluk alarak bu yangın yerinde sevimsiz yüzler içerisinde ve hep sigara külü yaşadıklarımız. Sen ne gördün ki canına kıyılan ne idi? Oysa insan olmak her yüze insan olduğunu canı yanarken -ağır bedel ile ağıt değil mavi bir tüle bürünen inançtı. Yalanla kirli bulutların taşıdığı yüzleri silen zalimin elinde       tutsak; sırılsıklam, ısrarla baktığım yüzüne ve kibir sürünerek akıyor yüzünden utanç gerçek derinlerde çınar. Hayınlık böyle der, akşam sisinde görünmeyen bakışları donuk, dilinde içerdiği önünde duran plastik çiçekler ve biz böyle olamayız. Yani ben insanım. Yani ben geçmiş zaman gecesi içerisindeyim. Güz denizi üzerimde dalgalanır, güneş sararır. İnsan ardı sıra bitkin bir aşkın çarpıp geriye çekilen dalgası taşıyor içimizden. Nedir bu kalabalık? Yaz sonu gibi kalabalıklar. Bir bardak suyun güzelliği oysa dünyanın bir gününde bir gülün dibinde toprak olmak isterdim. Sen ve ben kaldım. Ne zaman gittiler bu insanlar ne meraklı imişler akşamın güle eşit çocuk sesine. Herkesi bekleyen geceden ışık odasına açılmış pencereler. Yıldızların hareketsizliği içinde. Yıldızlar içinde bir yıldız var; ben onu bekliyorum. 
Ekleme Tarihi: 03 Kasım 2021 - Çarşamba

Dünyanın bir gününde...

DÜNYANIN BİR GÜNÜN İnsanlar gelir geçer sen gel, geçme… çoğu kez yalnızlığı bilerek dalından düşen yaprak yeniden yeniden ölerek suskunu olduğumuz topladığımız doyasıya pişmanlıklar şimdi sende. Güçlükle soluk alarak bu yangın yerinde sevimsiz yüzler içerisinde ve hep sigara külü yaşadıklarımız. Sen ne gördün ki canına kıyılan ne idi? Oysa insan olmak her yüze insan olduğunu canı yanarken -ağır bedel ile ağıt değil mavi bir tüle bürünen inançtı. Yalanla kirli bulutların taşıdığı yüzleri silen zalimin elinde       tutsak; sırılsıklam, ısrarla baktığım yüzüne ve kibir sürünerek akıyor yüzünden utanç gerçek derinlerde çınar. Hayınlık böyle der, akşam sisinde görünmeyen bakışları donuk, dilinde içerdiği önünde duran plastik çiçekler ve biz böyle olamayız. Yani ben insanım. Yani ben geçmiş zaman gecesi içerisindeyim. Güz denizi üzerimde dalgalanır, güneş sararır. İnsan ardı sıra bitkin bir aşkın çarpıp geriye çekilen dalgası taşıyor içimizden. Nedir bu kalabalık? Yaz sonu gibi kalabalıklar. Bir bardak suyun güzelliği oysa dünyanın bir gününde bir gülün dibinde toprak olmak isterdim. Sen ve ben kaldım. Ne zaman gittiler bu insanlar ne meraklı imişler akşamın güle eşit çocuk sesine. Herkesi bekleyen geceden ışık odasına açılmış pencereler. Yıldızların hareketsizliği içinde. Yıldızlar içinde bir yıldız var; ben onu bekliyorum. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.