Aykut Karademir
Köşe Yazarı
Aykut Karademir
 

Çın çın çocuk sesleri

  ÇIN ÇIN ÇOCUK SESİ Yüzümüze vuran çirkin ördek yavrusu gülüşlerimizde karanlığın oyununda çocuk oldum hep, dilime sürdüğüm ecza uçtu birden. Kanatları sıcak ateşinde yüreğimin duvarlarını kapattı.  İçinde yaşadığımız pis zamandı, koltuk altımda kitaplar kirleniyordu ben büyüdükçe. Oysa her gün içinde yaşadığımız yalanlar gecenin halesinde. Ölü bir gökyüzü beni yeniden doğurttu.  Çocukluk aşk anılarımızın turunculaşması gibi… Bir yanımızı götüren yük aşk için, diğer yanımızda balçığa batmış canlılığımızı sürdürüyorduk. Bense anlamış değilim bu coşkunluk karşısında ekmeğin tadını.  Çıkardım boğazıma takılan beni öksürüğe boğan lokmayı. Yeterince sevebilirdim, dünyanın kendi tehlikesi içinde seni. Bakışlarımız yalanları ile dağıtıyor kendini. Yalanlarımız büyütüyor şafağın omuzlarındaki ışığını, yükselerek, çarparak gözümüze değiyor. Bir yanda okumanın cezasını çekiyorduk, bir yanda kapının önünde biriken tozlara boğuluyorduk, öyleyse kim kimin kapısın çalabilir, kim kime kapı açabilirdi? Bir şubat günü bana büyümek değil, çocukluk gerekli. Hiç büyümez artık; büyümeyecek ben bu yaşta çın çın çocuk sesi içindeyim, daha gururlu, kırık her bir dal içinde işte bu insan!   ÇIRPINIŞLAR   Yağmur kokusu yanmaya hazır Ve sen; sadece tutuyorum onu Ondan bende var mıydı?   İnsan, yarabbi Kızgın demir ucunda Soğuk sularda eritilen    
Ekleme Tarihi: 07 Şubat 2021 - Pazar

Çın çın çocuk sesleri

 

ÇIN ÇIN ÇOCUK SESİ

Yüzümüze vuran çirkin ördek yavrusu gülüşlerimizde karanlığın oyununda çocuk oldum hep, dilime sürdüğüm ecza uçtu birden. Kanatları sıcak ateşinde yüreğimin duvarlarını kapattı.  İçinde yaşadığımız pis zamandı, koltuk altımda kitaplar kirleniyordu ben büyüdükçe. Oysa her gün içinde yaşadığımız yalanlar gecenin halesinde. Ölü bir gökyüzü beni yeniden doğurttu.  Çocukluk aşk anılarımızın turunculaşması gibi…

Bir yanımızı götüren yük aşk için, diğer yanımızda balçığa batmış canlılığımızı sürdürüyorduk. Bense anlamış değilim bu coşkunluk karşısında ekmeğin tadını.  Çıkardım boğazıma takılan beni öksürüğe boğan lokmayı. Yeterince sevebilirdim, dünyanın kendi tehlikesi içinde seni. Bakışlarımız yalanları ile dağıtıyor kendini. Yalanlarımız büyütüyor şafağın omuzlarındaki ışığını, yükselerek, çarparak gözümüze değiyor. Bir yanda okumanın cezasını çekiyorduk, bir yanda kapının önünde biriken tozlara boğuluyorduk, öyleyse kim kimin kapısın çalabilir, kim kime kapı açabilirdi?

Bir şubat günü bana büyümek değil, çocukluk gerekli. Hiç büyümez artık; büyümeyecek ben bu yaşta çın çın çocuk sesi içindeyim, daha gururlu, kırık her bir dal içinde işte bu insan!

 

ÇIRPINIŞLAR

 

Yağmur kokusu yanmaya hazır
Ve sen; sadece tutuyorum onu
Ondan bende var mıydı?

 

İnsan, yarabbi

Kızgın demir ucunda

Soğuk sularda eritilen
 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.