ANAMIN GÖZLERİ TAŞIR BENİ
Çocuk varlığın anını yaşamaktır. Çocukların çabucak bildikleri, anladıkları unuttukları imgeler vardır; uzun, bıktırıcı, ısrar ardında ve beş dakika sonrası bir çocuk tarafından hiç büyümez, büyümeyecektir. Aralıksız zamandan kurtularak çocukluk ele geçirmeli bizleri. Yeniden başlıyoruz yaşama demeliyiz. Çocuklukla ilgili en güzel anı tavında dövülmeli ki inceliğiyle, kızgınlığıyla derin yumuşaklığı bizi okşamalı; yoksa diyorum kaybettiğimiz ne varsa çözümlenmemiş gidişler, yalvarışlar, yoksunluklar, -bu çağ acımasız- alıkoyan bizi ne varsa gökyüzüne ölü kanat çırpacaktır.
Bir adam sevmediği halde neden kahve içer ki hem de iki kez. Yalnız beklemenin verdiği nöbet düşünde yaşadığı esas nedenleri kendisine yapılan kurnazlıkları altın bir arzu gibi üstünden dökmesi cömert bir yürek için olamaz mıydı? Bir adam sevmediği halde neden kahve içerdi? Yoksa kahvenin beyaz bir gülün elinden bağışlandığından mı? Beni çocukluğumdan alıkoyan yaşayacak küçük hayal kırıklıklarımın olmasıdır. Sürekli olarak yankısını barındıran bu durum hemen hemen uzanmış paylaşılmayı bekleyen hayatıda yok edecek. Deniz her gün, güneş her gün, kuşlar her gün, düzende düzensizlik her gün peki ben her gün müyüm? Sık sık kendini yer bu durum. Ebedi çocuğu doğuran benim. Tekrar tekrar piyano uçlarında gururlu ve beyaz tuşların arasında siyaha yakın. Anamın gözleri taşır beni, kaygısız büyütür. Çocuksu düş gücüne uzakta epeyce mırıldanmış ninnilerin, duyulmamış tekerlemelerin ağzında. Uzaklıkların kaldırılması kalbimin hoş biçimde öngörülüp öngörülmediği sözcüklerle tersine dönen sularında yeryüzünde bir adamım, gençliğim masumluğumun küçük değerli çözümünü böyle görünce acır önümde duran çocukluğum. Takıldığım unutamadığım ne varsa söylersin, ne kadar sade, birden bire sana yakın sedefli yansımalar içinde, bu yüzden yakındır bana çocukların gülen gözleri, ağlayan sesleri ve bende uçabilenlerle uçamayanlar cüceler ve devler her ne varsa çocukluğumda. Anılardan geçer uzak yakın çocukluğumuz ısrarla.
VE BİR GÜLÜMSEYİŞ
Hiçbir zaman tam karanlık değil gece
Çünkü vardır söylüyorum işte
İşte mühür basıp onaylıyorum.
Her acının ucunda, her elemin
Açık bir pencere vardır.
Paul Eluard