Yalancısın inanamam Osman Aga / Çelik gibi sinirlerin olacak Demir gibi değil!

Son iki gündür bakıyorum. Bazı cenahlar, Operasyona girişmiş. Giren golü çıkaracağız diye, Komik komik işlere imza atıyorlar. Ben çok eğleniyorum. Çok gülüyorum. Ama bir bakarsınız, Ciddileşebilirim. Ciddi şeyler söyleyebilirim. Amannnn! Neyse! Keyfim yerinde. Güzel bir oyun havası açtım. Onu dinliyorum. Yazıyı yazarken o çalıyor. Buradaki Osman, Ak Partili bir Osman onu söyleyeyim. Dinlemek isteyenlere; Ne de güzel kaşların var Ne de güzel kaşların var Rastık sürmek ister Osman Ağa Rastık sürmek ister Osman Ağa Sabah olsun çarsıya giderim Sabah olsun çarsıya giderim Sabahlara dayanamam Osman Ağa Yalancısın inanamam Osman Ağa Ne de güzel baldırın var Ne de güzel baldırın var Naylon çorap ister Osman Ağa Naylon çorap ister Osman Ağa Sabah olsun çarsıya giderim Sabah olsun çarsıya giderim Sabahlara dayanamam Osman Ağa Yalancısın inanamam Osman Ağa Sabahlara dayanamam Osman Ağa Yalancısın inanamam Osman Ağa Sabahlara dayanamam Osman Ağa Yalancısın inanamam Osman Ağa Sabahlara dayanamam Osman Ağa Yalancısın inanamam Osman Ağa *             *             *              *             *             *             *             * CHP’de, Ön seçim öncesi, Tahsin Erdem’in, Tansiyonu yükseldi. Dürüst ve Temiz bir isim olan, Tahsin Erdem, Merkez İlçe Başkanı Osman Zaimoğlu ile, Uzunmehmet Camii’nde karşılaşıyor. Cenaze protokolünde. Zaimoğlu elini uzatıyor. Tahsin Erdem tersliyor ve, “Sen git Harun Akın’ın elini sık” diyor. Gerginlik had safhaya çıkıyor. Bu aslında, Bir parmak sallamadır. Parmak sallamak deyince, Akıllara ise, Şenol Şana gelir. O önceleri, Muharrem Akdemir’e parmak sallamıştı. Daha sonra ise, Belediyenin üçüncü katına parmak salladı. Ama! Ama Şenol Şanal bunu yaparken, Belediye başkan adayıydı. Tahsin Erdem ise, Daha aday adayı ancak. Erken başladı sinirlenmeye. Ama işte, Yöneticilik yapamaz derken, Boşuna demiyorduk. Çelik gibi, Sinirleri olmalı bir yöneticinin. Demir gibi değil. Öz ve hakiki demir gibi hiç değil. *             *             *              *             *             *             *             *              *