Etme bulma dünyası

ETME BULMA DÜNYASI Bir arkadaşımın eşi öğretmen kendisi bir kurumda memur olarak çalışıyor. Çocukları kızı ve oğlu üniversiteyi bitirip evleniyorlar. Ayrı ayrı şehirlerde yaşıyorlar. Anne babasından uzaktalar. Önce arkadaşım emekli oluyor. Aradan beş altı sene geçiyor karısı da emekli oluyor. Adam emekliliğinin keyfini çıkarırken. Hastalanıyor. Fakültelere gidip geliyor. Tahliller sonucu kanser olduğu söyleniyor. Yaşamını biraz daha uzatabilmesi için stresten uzak bir yaşam sürmesini istiyor doktorlar. Tabi bu hastalığı kimseye söylemiyorlar. Herkesin bir akıl vereceğini bildiği için suskun kalıyor. Yine bir gün hastaneden eve geliyor. Bir bakıyor karısı bavullarını toplamış gidiyor. Ben bu yaştan sonra hasta bir adamla uğraşamam diyor. Hemen boşanma davası açacağını söylüyor. Arkadaşımın yalvarmaları boşa çıkıyor. Bir taksi çağırıp babasının yanına gidiyor. Kadının annesi ölmüş babası yalnız yaşıyor. Kızının yanına gelmesine çok seviniyor. Arkadaşım evini satıp köyüne dönüyor. Babadan kalan ağaç evi restore ettirip orada oturmaya başlıyor. Bir kaç tane anaç koyun alıp sütünü içiyor. Üç beş tane tavuk alıyor yumurtasını yiyor. Ufak bir toprak parçasını temizleyip, fideler dikiyor. Köye komple adapte olmaya başlıyor. Bir müddet sonra bir telefon geliyor. Telefon eden kayınpederi. Karın trafik kazası geçirdi yoğun bakımda diyor. Arkadaşım apar topar hastaneye varıyor. Kadının bir tarafı felç olmuş. Konuşamıyor. Arkadaşım bir müddet sonra karısını hastaneden alıp köydeki evine getiriyor. O gün bir telefon alıyor. Telefon eden kadının avukatı. Filanca gün eşiniz gelip kendisine vekalet vereceğini söylüyor. Ne vekaleti diye soruyor? Sizden boşanmak için diyor. Arkadaşım durumu anlatıyor. Hala eşine bakıyor. Kendisi temiz hava bol doğal yiyeceklerle o kötü hastalıktan kurtuluyor. Eşi hala bakıma muhtaç durumda. Kocasının gözünün içine bakıyor. Allah'ın sopası yok demeyin. Etme bulma dünyası bu. Bu kadında Allah'ında buldu. Sağlıcakla kalın.