Köy hayatında şifa var / Sendika yanlış yaptı

KÖY HAYATIN DA ŞİFA VAR Ben devamlı doğal hayatta yaşamanın ne kadar güzel olduğunu yazarım. Çünkü köy hayatını bilirim. Dün bir haber koyduk sitemize. Köy hayatıyla gelen şifa diye. Yıllarca İstanbul'da yaşamış bir kadın. Masa başında çalışırken kan kanserine yakalanıyor. Kocası Düzce'den arsa satın alıyor. Buraya ev yaptırıyorlar. Kadın kızını da alıp buraya yerleşiyor. Köyde çiftçiliğe başlıyor. Keçiler, tavuklar alıyor. Bahçelerine yıllarca sakladığı Ata tohumlarını dikiyor. Tüm hayatını buraya adıyor. Hastalığının ilerlemesi duruyor. Keşke daha önce gelseydim diyor. Benim bir arkadaşım vardı. Kastamonulu çocukluğumuz birlikte geçti. Kendisi işi yüzünden Ankara'ya taşınmak zorunda kaldı. Ankara'da evi de vardı. Çocukları okuyup iş sahibi olmuşlar. Kendisi de 7-8 yıl önce emekli oldu. Tam emekliliği yaşamak isterken hastalandı. Günlerce hastanelerde ve yoğun bakımlarda yattı. En sonunda bunu hastaneden çıkardılar. Çoluk çocuğunun arasına gitsin deyip evine yolladılar. O tedavilerden sonra biraz kendini topladı. Akciğer kanseri olmuştu. Ben Ankara'da durmam değip köyüne gitti. Senede bir iki hafta köyünü ziyaret ederdi. Bağının bahçesinin bakımlarını yaptırırdı. Köydeki evi dayalı döşeliymiş. Çakmağını çak ocağını yakmış. Köyüne gittikten sonra yavaş yavaş bahçeyle uğraşmaya başlamış. Kümes yaptırmış 15-20 tane tavuk almış. Evin altında ahırı hazırmış. Gitmiş bir de inek almış. Tüm gıdalarını doğal olarak yetiştirmiş. Bir kaç ay ömrü kaldı denilen adam hala sapa sağlam. Binde bir şehre iniyormuş. Oda kontrolleri için. Neredeyse on yıldır köy hayatı yaşıyor. Ara sıra telefonlaşıyoruz. Şimdi alkım olsa asla şehre gitmezdim diyor. Burada çiftçilik ve hayvancılık yapar geçinir giderdim diye söyleniyor. Onun için şehirde emekli olan ve şehirle  bir bağı kalmadıysa köy gitsinler. Köylerde hayat var. Sağlıcakla kalın. SENDİKA YANLIŞ YAPTI Eskiden sendikalar işçilerin hakları için vura vura, kıra kıra çarpışırlardı. İşçileri patrona ve enflasyona ezdirmezlerdi. Büyük madenci yürüyüşü de bu yüzden olmuştu. Şimdilerde bazı sendikalar sadece işçilerde kesilen paraların peşindeler. Kozlu belediyesinde çalışan 279 işçi sendika başkanlarına isyan ediyorlar. Enis Dizdaroğlu'nun kendilerini korumadığını söylüyorlar. Başka yerlerdeki belediye çalışanlarının 40 ile 45 bin lira maaş alırken Kozlu belediye personeli 22 -24 bin lira maaşla çalışıyor. Enis Dizdaroğlu işçileri kollaması gerekirken Belediye'yi kollamış. Yüksek enflasyon karşısında kendilerini korumadığını söylüyor açıklama yapan işçiler. Bu yüzden bu sendikadan ayrılıp Belediye - İş sendikasına geçmek istediklerini söylediler. Halbuki sendikalar işçilerinin yaşam kalitelerini yükseltmek için mücadele ederler. İşçilerin yüksek enflasyon altında ezilmemesi için mücadele ederler. İşte o zaman işçilerden kesilen aidatlar helaldir. Şimdi bu işçiler neden durup dururken bu sendikadan ayrılıp başka sendikaya gidiyorlar. Hakkı olanı kim alırsa tabi ki o sendikaya giderler. Artık bırakın şu sarı sendikacılığı. Sendikalar ayakta kalıyorsa işçilerden kestiği paralarladır. Kozlu belediyesinde çalışan bu işçiler çoluk çocuğunun nafakası için uğraş veriyorlar. Haklarını istiyorlar. Haklarını alamayan yada almak istemeyen sendikadan bir an önce ayrılmaları gerekir. Çoluk çocuklarının geleceği için. Bizler her zaman haklının yanında olduk. Bundan sonrada olmaya devam edeceğiz.