Köy Enstitülü Öğretmen Ferit Fehmi Koçak

Köşe Yazısı 29.07.2024 - 13:41, Güncelleme: 29.07.2024 - 18:58 6630+ kez okundu.
 

Köy Enstitülü Öğretmen Ferit Fehmi Koçak

Sinan Poyraz'ın kaleminden

                  Köy Enstitülü Öğretmen Ferit Fehmi Koçak,                     1940’lı yıllarda, ülkemizin eğitim tarihinde en özgün ve dünyada başka bir örneği olmayan Köy Enstitüleri, Cumhuriyet devrimi sonucu kurulan ve modernleşme çabası içinde olan ülkenin, bu çabalarını kırsal alana taşıma isteğiyle kurulmuştur. Köy Enstitülerinin amacı sadece köylülere okuma-yazma öğretmek, teknolojik yenilikleri köylere sokmak ve modern tarım yapılmasını sağlamak olmamıştır. Yetişecek öğrencilerin çağdaş bilgi ve becerilerle donatılmaları, üretken, fırsat eşitliği içinde yetenek ve eğilimlerine göre mesleklerini seçebilmiş, kapalı köy ekonomisini mesleki ayrışmayla dışa açabilmiş, haklarını bilen, bu hakları savunabilen bilinçli insanlar yetiştirmekti.                       Burada sizlere Türkali Köyü İlkokulu’nda öğretmenim olan Köy Enstitülü Ferit Fehmi Koçak’tan bahsetmek istiyorum. 1930 doğumlu olun Ferit öğretmenim, Ziraat Teknik Lisesini bırakıp, Kastamonu Gölköy Köy Enstitüsünde beş yıl süren eğitimine devam etti. İlk tayini 1956 yılında Kozlu Üçköy İlkokuluna olup, 1958’de Çömlekçi İlkokulu, 1962’de Göbü-Çatak İlkokulu, 1965 yılında ise ‘Çataklı Öğretmen’ lakabıyla Türkali İlkokulu’na müdür olarak atandı. 1970 yılında Hisarönü İlkokulu’na müdür olarak tayin oldu. 1981 yılında öğretmenlik mesleğinden emekli oldu ve 11 Ocak 2011 tarihinde vefat etti.                       Türkali’de ‘Çataklı Öğretmen’ olarak tanınıyordu. Sert ve disiplinli olarak bilinirdi. Hele haylaz ve dersini yapmayan öğrencileri hiç affetmezdi. Bir de tahta cetveli vardı ki sormayın. Ancak, dersini yapan ve çalışan öğrencilere de baba gibiydi. Onlara eğitimleri yönünden yol gösterir ve yardımcı olurdu.                       Türkali köyünde ise muhtar yardımcısı gibi köy yollarının yapılması, elektrik getirilmesi, yerel yönetimlerle ilişkiler gibi olaylarda rehber oldu ve katkı verdi. Türkalispor kulübünün ilk tüzüğünü yazdı ve gençlerin spor yapmasını sağladı. Köye ilk açık hava sinemasını getirdi. Köy kahvesinde köylülerle sohbet eder, sorunları dinler ve yol gösterirdi. Sorunları diyalog ve uzlaşma çerçevesinde çözerdi. Köy halkı kendisine çok saygı gösterir ve sözünü dinlerlerdi. Sünnetçi gibi çocuklarla ilgilenirdi. Hatta bana bile kirvelik yapmıştır.                                  Ömrüm boyunca unutmadığım ve Ferit öğretmenimle ilgili bir anımı paylaşmak istiyorum. Türkali İlkokulunda iki derslik vardı. Öğrenciler, birinci derslikte üçüncü sınıfa kadar, ikinci derslikte ise 4. ve 5.sınıflar eğitim görüyordu. İkinci sınıftayım ve normal ders yaparken sınıfın ortasında bir soba vardı. Ferit öğretmenim sobanın üzerine bir çaydanlık koymuş ve ders yaparken sürekli kaynıyordu. Dersin bitmesine 5-10 dakika kala, dersi kesmemizi söyledi. Bize dikkatli olmamızı söyleyerek, çaydanlığın kapağını açtı ve neden buhar çıkmadığını sordu. Sınıftaki tüm öğrenciler düşünüyoruz, bulamıyoruz. Bir süre bekledi. Bakın dedi. Çaydanlıktaki su kaynadıkça çay dökülen ağzından dolayı buhar birikmiyor ve devamlı çıkıyor. Onun içindir ki kapağı açtığımız zaman içinde buhar olmuyor dedi. İşte bunun gibi örneklerle hep düşünmemizi ve fikir yürütmemizi isterdi. Bu anı bana, baktığımız halde göremediğimiz şeylerin olabileceğini ve olayların da farklı yüzleri olabileceğini hatırlatır.                       Ferit öğretmenimden sonra da aynı geleneği sürdüren Esat Bostancı öğretmendir. Sonraki yıllarda ise bu gelenek bozuldu. Milli Eğitim Sisteminde yapılan değişiklikler ve taşımalı eğitim derken köy okulları boşalmaya başladı. Köylü ile muhatap ve rehber olacak öğretmenler nesli bitti. Ne acıdır ki, Türkali köyü kahvelerinde hiç ilkokulu öğretmenlerine rastlamadım. Kahvedekilere sordum onlarda tanımıyorlardı. Arabalarıyla gelip dersler bittikten sonra hemen köy dışına evlerine gidiyorlar. Köye hiçbir katkıları olmuyor. Böyle basit bir olay bile eğitimin ne hale geldiğine örnektir. Ne diyelim, bizlere de eski öğretmenlerimizi anmak kalıyor.                        Ferit Fehmi Koçak da dahil olmak üzere tüm Köy Enstitülü ve aynı mantalite ile hizmet vermiş tüm öğretmenlerimizin ruhları şad olsun.                              
Sinan Poyraz'ın kaleminden

                  Köy Enstitülü Öğretmen Ferit Fehmi Koçak,

 

                  1940’lı yıllarda, ülkemizin eğitim tarihinde en özgün ve dünyada başka bir örneği olmayan Köy Enstitüleri, Cumhuriyet devrimi sonucu kurulan ve modernleşme çabası içinde olan ülkenin, bu çabalarını kırsal alana taşıma isteğiyle kurulmuştur. Köy Enstitülerinin amacı sadece köylülere okuma-yazma öğretmek, teknolojik yenilikleri köylere sokmak ve modern tarım yapılmasını sağlamak olmamıştır. Yetişecek öğrencilerin çağdaş bilgi ve becerilerle donatılmaları, üretken, fırsat eşitliği içinde yetenek ve eğilimlerine göre mesleklerini seçebilmiş, kapalı köy ekonomisini mesleki ayrışmayla dışa açabilmiş, haklarını bilen, bu hakları savunabilen bilinçli insanlar yetiştirmekti.

 

                    Burada sizlere Türkali Köyü İlkokulu’nda öğretmenim olan Köy Enstitülü Ferit Fehmi Koçak’tan bahsetmek istiyorum. 1930 doğumlu olun Ferit öğretmenim, Ziraat Teknik Lisesini bırakıp, Kastamonu Gölköy Köy Enstitüsünde beş yıl süren eğitimine devam etti. İlk tayini 1956 yılında Kozlu Üçköy İlkokuluna olup, 1958’de Çömlekçi İlkokulu, 1962’de Göbü-Çatak İlkokulu, 1965 yılında ise ‘Çataklı Öğretmen’ lakabıyla Türkali İlkokulu’na müdür olarak atandı. 1970 yılında Hisarönü İlkokulu’na müdür olarak tayin oldu. 1981 yılında öğretmenlik mesleğinden emekli oldu ve 11 Ocak 2011 tarihinde vefat etti.

 

                    Türkali’de ‘Çataklı Öğretmen’ olarak tanınıyordu. Sert ve disiplinli olarak bilinirdi. Hele haylaz ve dersini yapmayan öğrencileri hiç affetmezdi. Bir de tahta cetveli vardı ki sormayın. Ancak, dersini yapan ve çalışan öğrencilere de baba gibiydi. Onlara eğitimleri yönünden yol gösterir ve yardımcı olurdu.

 

                    Türkali köyünde ise muhtar yardımcısı gibi köy yollarının yapılması, elektrik getirilmesi, yerel yönetimlerle ilişkiler gibi olaylarda rehber oldu ve katkı verdi. Türkalispor kulübünün ilk tüzüğünü yazdı ve gençlerin spor yapmasını sağladı. Köye ilk açık hava sinemasını getirdi. Köy kahvesinde köylülerle sohbet eder, sorunları dinler ve yol gösterirdi. Sorunları diyalog ve uzlaşma çerçevesinde çözerdi. Köy halkı kendisine çok saygı gösterir ve sözünü dinlerlerdi. Sünnetçi gibi çocuklarla ilgilenirdi. Hatta bana bile kirvelik yapmıştır.

          

                      Ömrüm boyunca unutmadığım ve Ferit öğretmenimle ilgili bir anımı paylaşmak istiyorum. Türkali İlkokulunda iki derslik vardı. Öğrenciler, birinci derslikte üçüncü sınıfa kadar, ikinci derslikte ise 4. ve 5.sınıflar eğitim görüyordu. İkinci sınıftayım ve normal ders yaparken sınıfın ortasında bir soba vardı. Ferit öğretmenim sobanın üzerine bir çaydanlık koymuş ve ders yaparken sürekli kaynıyordu. Dersin bitmesine 5-10 dakika kala, dersi kesmemizi söyledi. Bize dikkatli olmamızı söyleyerek, çaydanlığın kapağını açtı ve neden buhar çıkmadığını sordu. Sınıftaki tüm öğrenciler düşünüyoruz, bulamıyoruz. Bir süre bekledi. Bakın dedi. Çaydanlıktaki su kaynadıkça çay dökülen ağzından dolayı buhar birikmiyor ve devamlı çıkıyor. Onun içindir ki kapağı açtığımız zaman içinde buhar olmuyor dedi. İşte bunun gibi örneklerle hep düşünmemizi ve fikir yürütmemizi isterdi. Bu anı bana, baktığımız halde göremediğimiz şeylerin olabileceğini ve olayların da farklı yüzleri olabileceğini hatırlatır.

                      Ferit öğretmenimden sonra da aynı geleneği sürdüren Esat Bostancı öğretmendir. Sonraki yıllarda ise bu gelenek bozuldu. Milli Eğitim Sisteminde yapılan değişiklikler ve taşımalı eğitim derken köy okulları boşalmaya başladı. Köylü ile muhatap ve rehber olacak öğretmenler nesli bitti. Ne acıdır ki, Türkali köyü kahvelerinde hiç ilkokulu öğretmenlerine rastlamadım. Kahvedekilere sordum onlarda tanımıyorlardı. Arabalarıyla gelip dersler bittikten sonra hemen köy dışına evlerine gidiyorlar. Köye hiçbir katkıları olmuyor. Böyle basit bir olay bile eğitimin ne hale geldiğine örnektir. Ne diyelim, bizlere de eski öğretmenlerimizi anmak kalıyor.

                       Ferit Fehmi Koçak da dahil olmak üzere tüm Köy Enstitülü ve aynı mantalite ile hizmet vermiş tüm öğretmenlerimizin ruhları şad olsun.

  

                        

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.