Doğal yaşamı koruyamıyoruz / Suç kimde?

DOĞAL YAŞAMI KORUYAMIYORUZ Yakın zamanda doğal yaşam diye bir şey kalmayacak. Çünkü kendimiz bile bile yok ediyoruz. Pikniğe gidiyoruz. Yediklerimizi içtiklerimizi etrafa saçıyoruz. Toplayıp poşete koyup çöpe atmıyoruz. Hafriyatlar orman kenarlarına döküyorlar. Kamyon şoförlerinin üç kuruş kar edeceğiz diye hafriyatları kimselerin olmadığı yerlere dökmeleri. Derelerin etrafına bir bakın. Plastik şişeler ve naylon poşetlerle dolu. Kendimiz temiz göstermek için giyim kuşamımıza dikkat ediyoruz. Ama çevremize aynı duyarlılığı göstermiyoruz. Gençlerimiz daha da bu konularda duyarsızlar. Bu gün temizlik görevlileri geldiler. Bulunduğumuz sokakta ki sigara izmaritleri ve öğrencilerin içip bıraktıkları kutuları topladılar. Ara sıra ben parayla adam tutup temizlik yaptırıyorum. Park ve bahçelerimizin durumu içler acısı. Park ve bahçelerin yerleri çerez kabuklarından geçilmiyor. Ben bir kaç kişiyi yerler çerez kabuklarını atmamaları konusunda uyardık. Biraz laf işittik. "Çöpçüler ne güne duruyor" dediler. "Maaşları bizim verdiğimiz paralarla ödeniyor" dediler. Böyle düşünceye ne diyebilirsin? Hiç bir şey diyemezsin. Ancak onlardan uzak durabilirsiniz. Biz bu dünyanın içine ettik. Çıkabilsek biraz uzaya oraları da hallederiz. Diyecek bir şey yok. Allah sonumuzu hayır etsin. SUÇ KİMDE? Tabi ki suçlu yüklenici firmayla Orman işletmesi. Yüklenici firma ağaç keseceğini bildirmesi gerekirdi. Orman işletmesi memurları gelip keseceği ağaçları belirlemesi gerekirdi. Bin 183 yaşında ki porsuk ağacı kim vurdu ya gitti. Tarihe balta vurdular. Engin Zaman Zonguldak sevdalısı birisidir. Eğer onun çabaları olmasa porsuk ağacı kim vurdu ya gidiyordu. Şimdi suçlular hesap versin. Yazıktır, günahtır. Bizler kesmeye kirletmeye yok etmeye meyilli milletiz. Koruma iç güdümüzü almışlar. Orman işletmesi memurları koltuklarından kalkıp etrafa bir bakınsaydılar. Belki de bu porsuk ağacı binlerce yıl daha yaşayacaktı. İnsanımız Engin Zaman'ın çeyreği kadar olsa keşke.