Ben size büyük gelirim / Tutacak bir şeye ihtiyacı var / Ulan siz hastasınız

Zonguldak’ta, Daha önce yaratılan korku imparatorluğu, Ve, Bunun uzantıları, Her kuşun etini yiyebileceklerini düşünüyor. Ben bazılarını, Zeki zannederdim. Ancak, Öyle değilmiş. Keza, Öyle olsalar, Benim neleri göze aldığımı, Alabileceğimi, Ve, Yapabileceğimi bilmeleri gerekirdi. Yazıya, Curmhurbaşkanı Erdoğan’ın, Çok güzel bir açıklamasını bırakacağım. Sanırım o yeterli olacaktır. Altını kırmızı kalemler çiziyorum. Ölmezsem, Sağlığım bozulmazsa, Ben bu mesleği ömür boyu yapacağım. Onun haricinde her şey, Gazel okumaya girer benim açımdan, Herkese kolay gelsin. Kirli oyunlar kuruluyor olsun. Videoda ne güzel diyor Erdoğan, “Hazırladığınız bir kurtlar sofrası var. Bizi orada yemek istiyorsunuz. Ama kusura bakmayın. Biz size büyük geliriz”… *             *             *             *             * Zonguldak’ta, Medyasında bir isim, Eliyle kimi tutsa, Elinde kalıyor. Ona buna ‘Ben arkandayım’ diyor. Elini kime uzatsa, O ya sürülüyor. Ya uzaklaştırılıyor. Bir daire müdürünü kollayacak oluyor, Müdür sıkıntı çekiyor. Birine asalet gelsin diyor, Asaleti gelmiyor. Bir siyasetçiyi kolladı. Ömrü 6 ay olmadı. Artının bu demode olmaya başladı. Yaş da aldı. Elini kime atsa, Elinde kalıyor. Şimdi, Birini daha kafalamış. Ama o da, Bunun elinde kalacak. Bu medyacının, Bir şeyler tutma ihtiyacı var. Tutmasa olmuyor. Tutacak bir şeyler verin şuna. Memleketin havasını bozmasın. *             *             *             *             *             * Ben her zaman ne diyorum? Zonguldak Belediye Başkanı Doktor Ömer Selim Alan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığını, Adeta, Amele gibi çalıştırıyor. Memleket hizmet alıyor. Her şey güzel, hoş. Sonra çıkıp bana diyorlar ki, Eeee? ‘Ömer Selim Alan’ı neden yazmıyorsun’. Yazayım tamam ne yazayım? Ömer Selim Alan’In akçeli işini duydunuz mu? Ömer Selim Alan’a hırsız diyen biri gördünüz mü? Hepsine hayır diyorlar. Eee peki ulan ben niye bu adamı yazayım? Eeee yüzü gülmüyor? Efendim kibirli? Ulan bana ne! Biz başkanı, Hizmet etsin diye mi seçtik? Bize gülsün diye mi? Mesela Başkan Alan’a gülen adam maskesi taksak, Hizmet almasak, Her şey tamam mı? Bu memleketin hastalığı bu işte. Mesele, Üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Diz boyu çukura arabam girecek, Ama Ömer Selim Alan bana gülümsedi diye, Havalara uçacağım. Yahu Vallahi siz hastasınız. Basın ile arası kötüymüş. İyi olmak zorunda mı? Böyle bir kanun hükmünde kararname mi var? Vallahi açıkçası, Basın ile arası kötü olup, Enerjisini toparlayıp, Hizmet için koşturuyorsa, Bir de iyi olduğunu düşünün. Demek ki neler olacak. Helal olsun başkana. Hizmet ettiği sürece, Kalemimle ben de destekleyeceğim. Marifet iltifata tabidir. Kolay gelsin başkan… He başkan bir de, Şey diyeceğim. 50-100 liralık meselesi var ya. Sana ayar vermeye çalışan biri, ‘En çok cırlayanla bu parayı alanlardır’ diye açıklaması var. Sesin nereden çıktığını duydun değil mi? *             *             *             *             *             *             * Zonguldak’ta, Daha önce yaratılan korku imparatorluğu, Ve, Bunun uzantıları, Her kuşun etini yiyebileceklerini düşünüyor. Ben bazılarını, Zeki zannederdim. Ancak, Öyle değilmiş. Keza, Öyle olsalar, Benim neleri göze aldığımı, Alabileceğimi, Ve, Yapabileceğimi bilmeleri gerekirdi. Yazıya, Curmhurbaşkanı Erdoğan’ın, Çok güzel bir açıklamasını bırakacağım. Sanırım o yeterli olacaktır. Altını kırmızı kalemler çiziyorum. Ölmezsem, Sağlığım bozulmazsa, Ben bu mesleği ömür boyu yapacağım. Onun haricinde her şey, Gazel okumaya girer benim açımdan, Herkese kolay gelsin. Kirli oyunlar kuruluyor olsun. Videoda ne güzel diyor Erdoğan, “Hazırladığınız bir kurtlar sofrası var. Bizi orada yemek istiyorsunuz. Ama kusura bakmayın. Biz size büyük geliriz”… *             *             *             *             * Zonguldak’ta, Medyasında bir isim, Eliyle kimi tutsa, Elinde kalıyor. Ona buna ‘Ben arkandayım’ diyor. Elini kime uzatsa, O ya sürülüyor. Ya uzaklaştırılıyor. Bir daire müdürünü kollayacak oluyor, Müdür sıkıntı çekiyor. Birine asalet gelsin diyor, Asaleti gelmiyor. Bir siyasetçiyi kolladı. Ömrü 6 ay olmadı. Artının bu demode olmaya başladı. Yaş da aldı. Elini kime atsa, Elinde kalıyor. Şimdi, Birini daha kafalamış. Ama o da, Bunun elinde kalacak. Bu medyacının, Bir şeyler tutma ihtiyacı var. Tutmasa olmuyor. Tutacak bir şeyler verin şuna. Memleketin havasını bozmasın. *             *             *             *             *             * Ben her zaman ne diyorum? Zonguldak Belediye Başkanı Doktor Ömer Selim Alan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığını, Adeta, Amele gibi çalıştırıyor. Memleket hizmet alıyor. Her şey güzel, hoş. Sonra çıkıp bana diyorlar ki, Eeee? ‘Ömer Selim Alan’ı neden yazmıyorsun’. Yazayım tamam ne yazayım? Ömer Selim Alan’In akçeli işini duydunuz mu? Ömer Selim Alan’a hırsız diyen biri gördünüz mü? Hepsine hayır diyorlar. Eee peki ulan ben niye bu adamı yazayım? Eeee yüzü gülmüyor? Efendim kibirli? Ulan bana ne! Biz başkanı, Hizmet etsin diye mi seçtik? Bize gülsün diye mi? Mesela Başkan Alan’a gülen adam maskesi taksak, Hizmet almasak, Her şey tamam mı? Bu memleketin hastalığı bu işte. Mesele, Üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Diz boyu çukura arabam girecek, Ama Ömer Selim Alan bana gülümsedi diye, Havalara uçacağım. Yahu Vallahi siz hastasınız. Basın ile arası kötüymüş. İyi olmak zorunda mı? Böyle bir kanun hükmünde kararname mi var? Vallahi açıkçası, Basın ile arası kötü olup, Enerjisini toparlayıp, Hizmet için koşturuyorsa, Bir de iyi olduğunu düşünün. Demek ki neler olacak. Helal olsun başkana. Hizmet ettiği sürece, Kalemimle ben de destekleyeceğim. Marifet iltifata tabidir. Kolay gelsin başkan… He başkan bir de, Şey diyeceğim. 50-100 liralık meselesi var ya. Sana ayar vermeye çalışan biri, ‘En çok cırlayanla bu parayı alanlardır’ diye açıklaması var. Sesin nereden çıktığını duydun değil mi? *             *             *             *             *             *             *