Haydar Baş ve BEDAŞ / Ben bu havalarda istifa ettim / Şiir

HAYDAR BAŞ VE BEDAŞ Zonguldak, Üç gündür, Elektrik kesintisini konuşuyor. Bu kesintiler, BEDAŞ kaynaklı. Vatandaş fatura ödemeyince, Kar demeden, Kış demeden, Corona demeden elektrik kesmeye gelenler, Kendi beceriksizlikleri yüzünden, Elektrikler kesilince, Ortalıkta yoklar. Göründüklerinde ise, Soluğu, Vali Mustafa Tutulmaz’ın makamında alıyorlar. Bana sorarsanız, Sanmayın ki kendileri gidiyor. Vali bey çağırıyor. Bugün, İki açıklama dikkatimi çekti. Biri Ömer Selim Alan’ın, Diğeri de, Zonguldak Valiliği’nin açıklaması. Başkan Alan, ‘Suçlu BEDAŞ’tır’ dedi. Valilik ise ‘Vali Tutulmaz dağıtım şirketine uyarılarda bulundu’ ifadelerine yer verdi. İki açıklamada, Bana agresif bir görüntü verdi. Çünkü, Başkan Alan’ın, Ve, Vali Tutulmaz’ın canına tak dedi. Sevgili okurlar! Bakın bu iş öyle bir boyuta geldi ki, Siyasi suikast desek yeridir. Bunlar, Seçimde, Malzeme haline gelecektir. Bunu vatandaşa iyi anlatmak gerekir. Bir de, Pazartesi günü, BEDAŞ açıklama yapmıştı. ‘Dronelarımız (İnsansız hava aracı) yüksek gerilim hatları üzerinde uçarak hasarları tespit ediyor’… Pazartesi biliyorsunuz fırtına vardı. Peşine yüksek gerilim hatlarının yüksekliği düşünüldüğünde, Daha kuvvetli bir fırtına olduğu aşikar. O yükseklikte, O drone uçamaz. Uçmazzzzzzz! Eğer elinizde, Selçuk Bayraktar’ın yaptığı İHA yoksa, O havada, O drone uçmaz. Aklıma, İktidar olmayacağını bile bile, ‘İŞ, AŞ, Haydar Baş’ sloganı geliyor. Sonra dönüyorum. Beceremediği halde, Elektrik dağıtan bir şirket görüyorum. Kar, kış, BEDAŞ! *             *             *             *             *             * BÖYLE HAVADA İSTİFA ETTİM Geçtiğimiz günlerde, DEVA Partisi İl Başkanı Fatih Keleş, Ve, Merkez İlçe Başkanı Orhan Bozkurt’un, Siyasetini konu alan, ‘Aysel git başımdan ben sana göre değilim’ şiirini manipüle etmiştim. Bir çok telefon aldım. Çok beğenilmiş. Bugün, MHP Merkez İlçe Başkanı Süleyman Erbay, Ve, Geçtiğimiz Ocak ayında, Görevden alınan, MHP Merkez İlçe Başkanı Niyazi Kıransoy için aynısını yapalım. Halef-Selef, Belki gülümserler. Gerçi, Süleyman Ağabeyin yüz kaslarında sıkıntı var. Pek gülmüyor. Esnafa da selam vermiyor. Onu sonraya saklayacağım. Bugünlük, Niyazi Reis’e yazalım. Geçtiğimiz sene, Ocak ayında, Görevden alınmıştı. Soğuk havalardı. Kar da var. Bir ince hatırlatalım. * Beni bu güzel havalar mahvetti, Böyle havada istifa ettim MHP’de ki memuriyetimden. Tütüne böyle havada alıştım, Böyle havada Ülkücü oldum; Eve ekmekle tuz götürmeyi Böyle havalarda unuttum; Siyaset yapamama hastalığım Hep böyle havalarda nüksetti; Beni bu güzel havalar mahvetti. (Şiir: Orhan Veli Kanık- Güzel Havalar) **          *             *             *             *             *             * Bu gün de, Kendi şiirimi paylaşayım dedim. Yazacak çok şey var da. Şiirim daha kıymetli. * Serendipçe, Bir yorgunluk düş basamağı. Çığırtkan martıların evlerine, Portakal çiçeği bakışları. Fırtınalarımda yüzdürdüğüm kağıttan gemi, Bakışlarının durgun suları. * Sen bu coğrafyanın kadını değilsin. Burada turunç turunç bakamazsın. Daha keskin, Daha hırçın, Bilakis kılıçların olmalı. Ancak sen, Portakal çiçeği bakışlarındasın hala. * İklimim yorabilir seni. Kar-ı tufan ortasında, Çiçek aç diye sevdim seni. Çiçek açtığın için sevdim seni. * Serendipçe… İnancımın toparlandığı günsün. Her gelişim, Sana yürüyüşüm, İşgal girişimlerim. Hep bir sorgu, Hep bir ‘Yeniden’sin. * Dört kitapta varsa eğer adın, Ve tüm semavi dinler senden bahsediyorsa, Kutsallığın ağır gelmesin omuzlarına. İnancımın abecesinde, İlk senden bahsedermiş. Hangi dil, Hangi insan, Hayır diyebilir ki buna. * Merdivenli şehrimin, Nefes aralıklarında, Bunca kavganın ortasında, Bu kadar savaş ve ölümün eşiğinde, Üstünü kar örtmüş, Portakal çiçeği bakışın… Cephenin tam ortasında. * Ben, Kan ve gözyaşı içerisindeyken. Ne ikna edici bir firar bu. Ne ikna edici bir yenilgi…