Herkes helal ekmeğinin peşindeydi

Köşe Yazısı 26.12.2023 - 18:29, Güncelleme: 27.12.2023 - 05:46 5286+ kez okundu.
 

Herkes helal ekmeğinin peşindeydi

Herkes helal ekmeğinin peşindeydi

HERKES HELAL EKMEĞİNİN PEŞİNDEYDİ Yatarken para kazanmayı bilmez eskiler. Akıttığı alın teri kadar ekmek. Yani helalinden ekmek. Dağlar taşlar çalışan insanlarla doluydu. Tarlalar bahçeler yeşil yeşil çiçek içindeydi. Ektiğini diktiğini fazlasıyla alırdı. Zonguldak'ta sokaklarda koşuşturan çok insan vardı. Ama ekmek parası için. Zonguldak hali Acılık caddesindeydi. Tüm pazar esnafı buradan alış veriş yaparlardı. Aldıkları malları pazara üç tekerlekli hamal arabaları taşırdı. Acılık köprüsünün rampasını çıkmak çok zor olurdu. Araba sahibi hamallara çevredeki vatandaşlar yardım ederlerdi. Acılık köprü ayağından iterek Soğuksuya köprü ayağına da arabaları geri çekerek yardım ederlerdi. Dediğim gibi herkes ekmeğinin peşindeydi. Pazarda ki küfeli hamallar. Alınan sebze ve meyveleri evlerin kapılarına kadar ücret karşılığı taşırlardı. Toptancılar çarşısının etrafında ipli hamallar vardı. Buradan alış veriş eden dükkan sahiplerinin mallarını dükkanlarına kadar taşırlardı. Herkes ekmek derdindeydi. Evinin önünde yaptığı boya sandığıyla ekmek peşine düşenler çoktu. Mahalle aralarında ki dondurmacı ve lahmacuncuları unutmamak gerekir. İnanın sevgi dostluk ve komşuluk o zamanlar üst seviyedeydi. Düşünün bir kere. Evde yapılan iyi bir yemeği komşum kokusunu almıştır deyip şimdi kaç kişi bir tabak koyup komşusuna yolluyor? İşte o zamanlar yemeğin kokusu komşuma gitmiştir deyip bir tabak doldurup yollayan insanların yaşadığı dünyaydı. Borç verdiği insana elin genişlediği zaman veririsin diyen insanları dünyasıydı. Hırsızı arsızı baş tacı etmedikleri zamandı. Şimdi öylemi? Hırsızı da, dolandırıcısı da, şerefsizi de baş tacı yapılıyor. Eli eteği öpülüyor. Biz her yaz tatilinde köyümüze giderdik. Goca bubam ve goca anama. Onlar Reçber insanlardı. Bize de onları aşılamaya çalıştılar. Tarlada çalışmayı bilirim. Orak biçmeyi. Mısır otu bellemeyi. Bağ yapmayı. Harman dövmeyi. Su değirmeninde un öğütmeyi. Daha çoğu var. Bizler ekmeğine haram karıştırmamış nesillerin evlatlarıyız. Bizler çalışmayı ibadet bilen insanların torunlarıyız. Bir düne bakıyorum. Birde bu günlere. Gerideki insanları düşünürken mutlu oluyorum. Bu günler beni gelecek günler için umutsuz bırakıyor. Hadi hoşçakalın.
Herkes helal ekmeğinin peşindeydi

HERKES HELAL EKMEĞİNİN PEŞİNDEYDİ

Yatarken para kazanmayı bilmez eskiler.
Akıttığı alın teri kadar ekmek.
Yani helalinden ekmek.
Dağlar taşlar çalışan insanlarla doluydu.
Tarlalar bahçeler yeşil yeşil çiçek içindeydi.
Ektiğini diktiğini fazlasıyla alırdı.
Zonguldak'ta sokaklarda koşuşturan çok insan vardı.
Ama ekmek parası için.
Zonguldak hali Acılık caddesindeydi.
Tüm pazar esnafı buradan alış veriş yaparlardı.
Aldıkları malları pazara üç tekerlekli hamal arabaları taşırdı.
Acılık köprüsünün rampasını çıkmak çok zor olurdu.
Araba sahibi hamallara çevredeki vatandaşlar yardım ederlerdi.
Acılık köprü ayağından iterek Soğuksuya köprü ayağına da arabaları geri çekerek yardım ederlerdi.
Dediğim gibi herkes ekmeğinin peşindeydi.
Pazarda ki küfeli hamallar.
Alınan sebze ve meyveleri evlerin kapılarına kadar ücret karşılığı taşırlardı.
Toptancılar çarşısının etrafında ipli hamallar vardı.
Buradan alış veriş eden dükkan sahiplerinin mallarını dükkanlarına kadar taşırlardı.
Herkes ekmek derdindeydi.
Evinin önünde yaptığı boya sandığıyla ekmek peşine düşenler çoktu.
Mahalle aralarında ki dondurmacı ve lahmacuncuları unutmamak gerekir.
İnanın sevgi dostluk ve komşuluk o zamanlar üst seviyedeydi.
Düşünün bir kere.
Evde yapılan iyi bir yemeği komşum kokusunu almıştır deyip şimdi kaç kişi bir tabak koyup komşusuna yolluyor?
İşte o zamanlar yemeğin kokusu komşuma gitmiştir deyip bir tabak doldurup yollayan insanların yaşadığı dünyaydı.
Borç verdiği insana elin genişlediği zaman veririsin diyen insanları dünyasıydı.
Hırsızı arsızı baş tacı etmedikleri zamandı.
Şimdi öylemi?
Hırsızı da, dolandırıcısı da, şerefsizi de baş tacı yapılıyor.
Eli eteği öpülüyor.
Biz her yaz tatilinde köyümüze giderdik.
Goca bubam ve goca anama.
Onlar Reçber insanlardı.
Bize de onları aşılamaya çalıştılar.
Tarlada çalışmayı bilirim.
Orak biçmeyi.
Mısır otu bellemeyi.
Bağ yapmayı.
Harman dövmeyi.
Su değirmeninde un öğütmeyi.
Daha çoğu var.
Bizler ekmeğine haram karıştırmamış nesillerin evlatlarıyız.
Bizler çalışmayı ibadet bilen insanların torunlarıyız.
Bir düne bakıyorum.
Birde bu günlere.
Gerideki insanları düşünürken mutlu oluyorum.
Bu günler beni gelecek günler için umutsuz bırakıyor.
Hadi hoşçakalın.

Zonguldak HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.