Saat kulesi için sanatsal öneri, 'Aydın Arıcı'dan gotik ve barok yorumu bekliyoruz' / O Rus buymuş!
Zonguldak’ta,
Bir gün boş geçer mi?
Geçmezzzz!
Fevkani gündemi,
Yavaş yavaş dağlıyor.
Köprünün muhalefeti,
Artık umudunu kesti.
Kafalar bir o tarafa dönüyor,
Bir bu tarafa dönüyor.
Bir Fevkani için Alan’a muhalefet ederlerken,
Alan başka yer başka bir iş yapıyor,
Koştur koştur ona dönmeye çalışıyorlar.
Zonguldak Belediyesi’nin çalışmaları,
Aynı anda,
Muhtelif yerlerde olduğu için,
Gazipaşa’da,
Bir aşağı bir yukarı gidip geliyorlar.
Şimdide,
Saat kulesi ve kavşak heykeli için tartışmalar sürüyor.
Yani,
Saat kulesini MDF’den yaptı demeler,
Yok neden mermer değilmiş,
Yok efendim o madenciler neden öyle,
Yok belediye logosu büyükmüş.
Saatler ufakmış.
Yok buna araba çarparmış.
Ne kadar sanatsal tartışmalar değil mi?
Aklım çıkıyor bu sanat tartışmasının büyümesinden.
Düşünsenize,
Büyük düşünürümüz Kemal Aydın çıkıyor, “Bu heykel Gian Lorenzo Bernini’nin Persephone’un Kaçırılması heykelinden kalitesiz bir kopyası” dediğini.
Aman Allahım.
Ölüler dirilir.
Aydın Arıcı çıkıp dese, “Bu heykelde Gotik aromaları yetersiz buldum. Barok işlemeler ise eserin kıymetini düşürmüş. Ama biz hizmete devam edeceğiz. Ömer Selim Alan’ı da Allah havale ediyorum. Hayırlı cumalar” diye.
Yani insanın aklı yerinden oynuyor değil mi?
Akın Kavi çıkıp, “Bu heykelin betonunda cüruf kullanılmış. Bunu yazacağım” falan diye konuşsa.
Ömer Erbay heykel için eleştirel bir makale yayınlasa, “Mükerrem Başkan da onaylıyor. Barok dokunuşlar bizim davamıza yakışmaz. Ömer Selim Alan’ı partiden ihraç edelim” ifadelerini kullansa.
Biz bu şehirde,
Ne zaman böyle kaliteli cümleler göreceğiz.
Mimarlar Odasından kimse görüş almadı.
Odadan heykellere ilişkin bir şey de demediler.
Ama olsun!
Onlar da belki bu saat kulesini, heykelleri falan,
Bilmem ne mahkemesine taşırlar.
Yürütüme falan durdururlar.
Neme lazım!
Hiç olmadı,
Dökümcü Nazmi Ağabeye bir şey sorun ne bileyim.
En doğru yorumu yine o yapacaktır.
* * * * * * * * *
Bugün pek yazasım yoktu.
Havadan olsa gerek.
İkinci konu yazayım dedim.
Aklımda bir şey yok.
Öyle başladım şimdi yazıya.
Nereye gideceğini,
Açıkçası hiç bilmiyorum.
Aklıma muzip şeyler geliyor sürekli.
Yazsam,
Hemen dava açarlar.
Ya da birileri bana saldırabilir.
Onun detaylarını daha sonra aktarırım.
Aklıma bazen,
Deredeki kefaller geliyor.
Bir de onun koruyucuları.
Çiçek böcek konu hiç girmeyeyim.
Fevkani’yi yazayım diyorum.
Artık bana kusma geldi.
Birkaç bende özel olan bilgiler var.
Onların da teyitini bekliyorum.
Bilmiyorum.
Arada aklıma Aydın Arıcı geliyor.
Kemal Aydın geliyor.
Kafama sıkasım geliyor.
Yaşamayı sevdiğim için vazgeçiyorum.
Bilemiyorum karışık ruh halindeyim.
Pandaların sevişemeyerek,
Soylarının tükenme noktasına geldiği aklıma geliyor.
İnce bir üzülüyorum.
Ama bazen iki cinsin sevişmemesinin de faydalı olduğuna inanıyor.
Keza ortaya çıkan eser biraz sıkıntılı oluyor.
Ulan diyorum biraz MHP’ye çatayım.
Onlarla da aram iyi.
Keşke Varol Demirköse ve Hamdi Ayan görevde olsalardı.
Arada,
CHP’den Osman Zaimoğlu’nu yazıyorum.
O da demokrat demokrat beni arayıp sohbet ediyor benle.
Tadı olmuyor.
Kızdıramıyorum.
Goy goya ihtiyacım var sanırım.
Olcay Can’ı mı arasam?
O da şimdi büyük kurultayda aday çıkarmak için uğraşıyordur.
Sosyal medyada,
Pavyonda dans eden sarışın bir kız gördüm.
Tarla sattırır adama.
Meğer Türk değilmiş.
Rus’muş.
O Rus buydu işte!
Eşsiz bir parça.
Neyse yeter bu kadar yazı.
Nerden nereye geldik.
Yarın Zonguldak’ta kesin bir mevzu zaten çıkar.
Artık onu yazarız.