Otizme erken müdahalede ebeveynin rolü
Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr.
Sümeyra Fırat, her 44 çocuktan birinde görülme riski olan otizmde erken müdahalede ebeveynin rolünün çok önemli olduğunu söyledi.
Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla Uzm. Dr. Sümeyra Fırat bilgilendirmede bulundu. “Otizm spektrum bozukluğu, sosyal ve iletişimsel alanda bozulma, kısıtlı ilgi alanı ve tekrarlayıcı davranış örüntüsü ile karakterize nörogelişimsel bir bozukluktur” diyen Dr. Sümeyra Fırat, “En son verilere göre her 44 çocuktan birinde otizm görülme riski vardır. Otizm genetik geçişli çevresel faktörlerden de etkilenen bir bozukluktur. Otizmi tanımlamak için tıbbi testler veya biyolojik belirteçler bulunmamaktadır; bunun yerine, tanı ayrıntılı gelişim öyküsünün elde edilmesi, çocuğun davranışlarının doğrudan gözlenmesi ve otizm için geliştirilmiş özgül psikometrik ölçümlerin uygulanması ile konulabilir' şeklinde konuştu.
“Belirtiler ilk iki yıl içerisinde gözlemlenebilir”
Otizmi tanımlamak için tıbbi test veya biyolojik belirteçlerin bulunmamasıyla birlikte, otizm belirtileri ile ilgili çocukluğun ilk iki yılının ve erken müdahalenin önemini belirten Dr. Sümeyra Fırat, “Otizm spektrum bozukluğuna yönelik belirtiler yaşamın ilk iki yılı içerisinde gözlenebilir. Yapılan çalışmalar erken müdahalenin önemine vurgu yapmaktadır. Otizm spektrum bozukluğuna yönelik kanıtlanmış müdahale yöntemi çocuğun bireysel özellikleri dikkate alınarak planlanmış bireysel eğitim programıdır. Bu eğitim programının içerisinde çocuğun belirti düzeyine ve gelişim özelliklerine göre özel eğitim desteği, ergoterapi, kreş, dil ve konuşma terapisi farklı zamanlarda devreye girebilir” dedi.
“Ebeveyn müdahale sürecine dahil olmalıdır”
Dr. Sümeyra Fırat, otizme yönelik müdahale kılavuzlarının, ebeveynin müdahale sürecine dahil olması gerektiğini ısrarla vurguladığına dikkat çekerek, “Müdahalelerde ebeveyn katılımının amacı, nöropsikolojik gelişimin çevreyle etkileşim ile belirlendiği ilkesine dayanmaktadır. Özellikle erken yaşlarda bu çok daha büyük önem arz etmektedir. Ebeveyn gün boyu çocukları ile birlikte oldukları ve onları çok daha iyi tanıdıklarından dolayı çocukların sonuçlarını iyileştirmek için gereken müdahale yoğunluğunu ve sıklığını sağlayabilirler. Ebeveynin doğal ortamda yoğun olarak bu müdahaleleri yapması, otizm belirtileri olan çocuğun kazanmış olduğu becerileri diğer ortam ve kişilerle genellemesinde de yardımcı olabilir. Özellikle son on yılda yapılan çalışmalar, ebeveyn aracılı müdahale programları ile çocuklardaki sosyal iletişimsel becerilerindeki ilerlemenin yanı sıra ebeveynlerin kendi anksiyete ve depresyon düzeylerinde de belirgin ölçüde düzelmeler olduğu, ebeveynlerin otizm belirtileri olan çocuklarla nasıl iletişim kuracaklarını, sorun davranışlarına nasıl yaklaşacaklarını bilmelerinin kendilerine olan güvenlerini arttırdığı ve stres düzeylerini azalttığını belirtmektedir” ifadelerinde bulundu.
“Geçen zaman aile ve çocuk için büyük kayıptır”
Erken teşhisin yapılması, kişinin ileri yaşlarındaki sosyal ve akademik hayatına adapte olabilmesi için hayati öneme sahip olduğunu belirten Dr. Sümeyra Fırat şu bilgileri verdi:
“Otizm tanısını duymak sıklıkla aileler için zorlayıcıdır. Bazı durumlarda aileler bu tanıyı duymaktan korktukları için uzman desteği almayı geciktirir, bazen de tanıyı duyduktan sonra kabul etme sürecinde zorluk yaşadıkları için uygun eğitim desteği almayabilir. Bunların her biri çocuk için ve aile için büyük kayıptır. Tanıya takılmadan çocuğun hangi gelişim alanında desteklenmeye ihtiyacı var ve bunu geliştirmek için ne yapabilirim sorusuna cevap aramak çok daha faydalı olacaktır. Özellikle erken yaşta yapılan müdahalelerde, uzun dönemde çocukların sosyal iletişim becerilerinde, ifade edici dil, alıcı dil becerilerinde, bilişsel kapasitelerinde ve uyum becerilerinde pozitif sonuçlar bildiren çalışmaların sıklığı gittikçe artmaktadır.”