Onun adına dobralık denmez, dense dense hadsizlik denir
ONUN ADINA DOBRALIK DENMEZ DENSE DENSE HADSİZLİK DENİR
Bazıları çıkar doğrusu neyse ben onu söylerim.
Ben dobrayım arkadaş der.
Doğru ol.
Dost doğru ol.
Adam hasta neredeyse ölecek.
Yanına gidip te senin şu durumuna çok üzüldüm denir mi?
İnsanlar hep aynı yaşlarda kalmıyorlar.
Tabi ki doğup büyüyüp yaşlanıp öleceksin.
Yaşlı bir insana gidip çok yaşlanmışsın denilmez.
Beyaz yalanlarla onlara moral verin.
Bir gün büromda çalışırken kapının zili çaldı.
Yıllar önce Alpaslan sokağından tanıdığım biri gelmiş.
Kendisini fazlada sevmem.
Buyur gel dedim.
Senin büroyu çok zor buldum dedi.
Çok kişiye sordum ancak bulabildim dedi.
Çayım hazırdı ona bir bardak çay verdim.
İşimde çok.
Ama nezaketen onu dinlemeye başladım.
Sende çok yaşlanmışsın dedi.
Duymazlıktan geldim.
Patavatsız birisi olduğunu biliyordum.
Sonra demez mi bana ben seni öldü sanıyordum.
Ulan deyyus beni öldü biliyorsan neden büromu yana yakıla arıyorsun.
Git mezarlıkta ara beni.
Belki bir Fatiha okursun.
Bende şarteller attı.
Döndüm ona bir daha bu kapıya gelirsen senin kolunu bacağını kırarım dedim.
Kovdum gitti.
Bir kaç gün moralim bozuk gezdim.
Aynı adamı dün gördüm.
Bir yerde çay içiyordum.
O kişi yanımdan geçti.
Zor yürüyordu.
Felç vurmuş koluna ve ayağına.
Sadece üzüldüm.
Karısının kolunda zar zor yürüyordu.
Bende onun gibi hadsiz olsam.
La ölüm teğet mi geçti diyebilirdim.
Allah göstermesin böyle küstahlığı.
Kimseyi yaşlılığıyla hastalığıyla çirkinliğiyle kırmayın, üzmeyin.
Kimsenin engelini yüzüne vurmayın.
Kimin ne zaman ne olacağını Rabbim bilir.
Sağlıcakla kalın.