Onlar asla hırsızlık yapmazdı

ONLAR ASLA HIRSIZLIK YAPMAZ DI

Ben doğma büyüme bu mahallede yaşıyorum.
Allah ömür verdikçe de yaşamaya devam edeceğim.
Bizim mahallenin bir bölümüne çingene mahallesi denirdi.
Eskiden çok Çingen vardı.
Erkekler ayakkabı boyacılığı yada hamallık yaparlardı.
Kadınları zenginlerin evlerine temizliğe giderlerdi.
Evlerini onlara teslim edip tatile giderlerdi.
Evlerimizden bir şeyler kaybolur korkusu yaşamadan.
Kimse geceleri ayakkabılarını evin içine almazlardı.
Kapılarını bile kilitlemezlerdi.
Günlük kazançlarını o akşam yemeden uyumazlar.
Çoğunluğu şarap içerdi.
Bazıları eşlerinden korkup evde içemezlerdi.
Bizim Veyis amca gibi.
Benim çalıştığım kerestecinin yanı başında ufacık kapalı bir yer vardı.
Bizden izin alıp orada içerdi.
Ama beni karıma söylemeyin derdi.
Tatlı kendi halinde bir adamdı.
Polisten çok korkarlardı.
Polis görünce mahallede "Şumona naş" derlerdi.
Yani polis geliyor kaç diye bağırırlardı.
Hoş bir mahalle hoş insanlarla doluydu buralar.
Zamanla çoğunluğu İstanbul'a göç ettiler.
Şu anda bir kaç aile kaldı burada.
Ben onları severim.
Saygılı insanlar.
Ayakkabı boyacılığı yapan kalmadı.
Gaga vardı oda yaşlandı.
Şimdi evi de oturuyor.
Emekliliği filan yok yaşlılık maaşı alıyormuş.
Kızları da maddi yardımda bulunuyor karısına ve kendine.
Birde Rüstem vardı.
Benim bahçedeki işlerimi o yapardı.
Oda kalp krizi geçirip bu hayattan koptu gitti.
Şimdi işlerimi Gül divan yapıyor.
Gül divan onun lakabı, adı Bayram.
Bu dostlarımın çoğu çimento doldurur ve boşaltırlardı.
Ağızlarında maske olmadığından dolayı devamlı çimento tozu solurlardı.
Bir çoğu akciğer hastalığından vefat ettiler.
Kimseye zararları olmaz aksine faydaları olurlardı.
Gelecek günlerde daha detaylı anlatırım.
Şimdilik kalın sağlıcakla.