Huzur veriyor bu yağmur insana
HUZUR VERİYOR BU YAĞMUR İNSANA
Ben yağmurlu havaları çok severim.
Güneşten hep kaçmışımdır.
Yani sıcak ve güneşli havaları sevmem.
Şimdi bizim büronun önündeki terasta oturuyorum.
Terasın üstü plastik kaplama.
Yağmurun yağısını zevkle seyrediyorum.
Bu yazımı da orada yazıyorum.
Bir tek yağmurun sesi var.
Huzur veriyor bana.
Belki de biraz sonra uykum gelir uyurum.
Ufak şeylerde mutluluğu bulmak çok güzel oluyor.
Hiç bir şeyden mutlu olmayan zevk almayan bir çok insan var.
Halbuki bunların paraları evleri köyleri var.
Ama suratlarından mutsuzluk akıyor.
Ufak şeylerden mutlu olmayı unutmuşuz gibi.
Yağmurlu havalarda ıslanmayı çok severim.
Sonrası da hastalanmak ama ben yine de seviyorum.
Son zamanlarda mahallemizden bir çok ağabeyimiz ve ablalarımız ahiret göç ettiler.
Yaşlandıkça ölümlerle yüz yüze geliyoruz.
Geçenlerde gariban bir arkadaşımız vefat etti.
Tabi ki cenazesi ortada kalmadı.
El birliğiyle cenazesi kaldırıldı.
Kendisi de yağmurlu havaları severdi.
Her yağmur yağışında çayını demler kapısının önünde içerdi.
Yalnız yaşıyordu zaten.
Cenazesinde az sayıda kişi vardı.
Zengin bir ağabeyimiz vefat etti.
Onunda yağmur ve kar yağışını seyretmesi sevmesini bilirim.
Oda terasında çayını demler ailesi ve arkadaşlarıyla içerdi.
Bazen rakısını yudumlardı.
Biri gariban biri zengin.
Birinin cemaati az.
Birinin cemaati çok fazlaydı.
Ama gömüldükleri mezarlıkta yan yana yatıyorlar şimdi.
Garibanın hiç bir şeyi yoktu giderken alabilecek.
Zenginin çok şeyi vardı ama alamadı.
Ayağına bir çorap bile alamadı.
Gariban gibi kefenleyip mezara koydular.
Ufak tefek şeylerden zevk almasından neden kendimizi mahrum ediyorum.
Gözümüzü para hırsı bürümüş gidiyoruz.
İşte yağmurun sesinden bile mutluluk duyuyorum.
Terasımda uyumak harika bir duygu.
Odalar dolusu param olsa ne olur.
Bu huzuru mutluluğu bulamadıktan sonra.
Huzurla kalın.
Mutlu olun.