Eskiden evler küçüktü ama insanlar mutluydu
ESKİDEN EVLER KÜÇÜKTÜ AMA İNSANLAR MUTLUYDU
Bizim bulunduğumuz mahallede bir oda bir mutfak olan bir çok ev vardı.
Çoğunluk EKİ işçileri için yapılmıştı.
Bu evlerde gruplu işçiler otururdu.
Buraları sadece yatmak için kullanırlardı.
Bir ay çalışır bir ay boş kalırlardı.
Boş grupta köylerine giderlerdi.
Çiftçiliğe devam ederlerdi.
Köylerinden irtibatı kesmezlerdi.
Aileleri köyde dururdu.
Şimdi köyde kalanlar köylüyüz diyorlar ama bence köylü değiller.
Sadece köyde oturuyorlar.
Köyde ikamet etmekle köylü olunmuyor.
Git tüm ihtiyaçlarını marketlerden al sonra biz köylüyüz.
Böyle köylü olunmaz.
Benim bildiğim köylüler üretir.
Hele hele yoğurt, süt, yumurtaya asla para vermezlerdi.
Sütünü yoğurdunu kendi ahırındaki inekten.
Yumurtaları da kümesinden alırlardı.
Onun için işçiler rahata ermemek için küçük evlerde otururlardı.
Biz altı kişilik bir aileydik.
iki tane küçük küçük odamız vardı.
Altı kişilik bir aileydik ama misafirsiz bir akşamımız bile olmazdı.
Tatil günleri hariç evimiz yatıya gelen misafirlerden geçilmezdi.
Annem babam nasıl tepki vermiyorlardı şaşardım hep.
Akşam yemeği ve sabah kahvaltılarını yapmadan misafirleri annem göndermezdi.
Bu kadar sıkıntılar arasında annem babam köylerinden vaz geçmediler.
Ölünceye kadar bağ bahçe ve tarlalarıyla uğraş verdiler.
Gidip marketlerden yoğurt yumurta süt almadılar.
Kümesinde tavukları ahırında inekleri vardı.
Babamın sigarası ve rakısı hep vardı.
İneği gütmeye gittiği yerlere rakısını saklardı.
Sabah inekle ayık çıkan babam akşam inekle eve sarhoş gelirmiş.
Ben görmedim ama annem söylerdi.
Bize de miras kalmış o kötü alışkanlıklar.
Kim ne derse desin köy hayatı bir başka oluyor.
İnanın bana ben köyümü çok seviyorum.
O cefakar insanlar kalmasa bile yine de oralarda mutlu oluyorum.
Köye gittiğim zamanlar ilk önce köy mezarlığını ziyaret ederim.
Mezar taşında yazan isimlerin çoğunluğunu tanırdım.
Allah hepsinin mekanlarını cennet eylesin.
Amin.
Sağlıcakla mutlu kalın.